HALİL ( Martdokuzu) – Üsküdarın meşrutiyet devri kabadayılarının son artıklarından ve ayarsız takımından bir adam ;Üsküdarlı Vâsıf Hoca şöyle anlatıyor:“Her türl uygunsuzluğu yapmışdır,bilhassa tütün kaçakcılığı yapardı;en aşağı tabakadan iki kıbti sâzende bulur,birinin udu ve öbürünün kemanı içine kaçak tütün fişeklerini doldurur,bir faytona kurulur,kıbtilıri karşısına oturtur,ve Üsküdar karakolunun önünden ulu orta pervâsızca geçer giderdi.Çehrelice delikanlılara aşırı derecede düşkün,yosma kadınları da soyma meraklısı idi,keselerinden mutlakaa para çalardı.Bana her gördüğü yerde hürmet ederdi,ama bence değeri sıfır bile değildi ”. Martdokuzu Halilin âkibetinin ne olduğu tesbit edilemedi. Bir gün çarşı boyunda esnaf çıraklarından mürâhik bir gence harfendazlıkda bulunmuş,yeni tüylenme çağındaki delikanlı da parlayarak Martdokuzunu bir tokatda yere sermiş,aşağıdaki manzume de sahnenin şâhidlerinden Vâsıf Hocanındır : Âferin şu Ömere tüysüz kopuk oğlana Martdokuzu Halili yıkdı iki şamarla Halil bıçak çekmeye yeltenirken rezilce Çıplak ayaklı Ömer durdu heybet vekarla Çek ulan korkma dedi senden kaçan kahbedir Karşılığnı alırsın dirhemine kantarla Param yok ayağına bir çift pabuç alayım Vâsıf..can ve gönülden bir kahve çay ısmarla