KÜRD ŞERİFİN KAHVEHÂNESİ – Geçen asır sonlarında gaayetle büyük ve meşhur bir tulumbacı kahvehânesi , Kasımpaşada Camii Kebirin karşısında idi ; Kürd Şerif , Tersânede Mandacılar Bölüğünün ağası ve cömerdliği ile tanınmış garibler babası bir adamdı . Kahvehânede beş uşak çalışırdı ; kahvehânenin alan gibi şirvanında da her gece diyar garibi halk şâirlerinden bir kaç misâfir bulunur yatardı.Aşağıdaki manzûme Erzurumlu Âşık İbrahimindir: Nam verdi İstanbulda Kürd Şerifin Kahvesi, Yangıncı semenderler tâze uşak kafesi . Ayakları koşarlı tulumbacı şahların , Bıçkınlık alâmeti igri konmuş dur durum dal fesi . Ruhlerinde mün'akis yanık gönül ateşi , Reşk ider yüzlerine kırmızı Hind camfesi. Sohbetleri dâimâ âvâzı bülend ile , Nümâyişleri güm güm vurulan topuk sesi . Cümlesi Tersâneli ,Kaptanpaşa kulları , Bulamazsın bin fetâ içinde bir nâkesi . Kürd Şerif deyüb geçme,kalıbının adamı , Ustura kayışından parıl parıl ensesi. Kapıdı mı paçasından atar kapu dışarı , Göz zinâsı üstünde gördü mü bir teresi. Semâi, mâni, koşma, kalenderi , destanlar, Okunmak bu kahvede tulumbacı töresi . Yalun ayakları ile levendâne çalımlar , Kâfidir olmasa da cebde kahve pâresi . Elimizde sazımız, dalımızda heybemiz , Agzımızda misk gibi kokan âşık nefesi Hû deyüb daldık işte , postu serdik şirvan...

KÜRD ŞERİFİN KAHVEHÂNESİ – Geçen asır sonlarında gaayetle büyük ve meşhur bir tulumbacı kahvehânesi , Kasımpaşada Camii Kebirin karşısında idi ; Kürd Şerif , Tersânede Mandacılar Bölüğünün ağası ve cömerdliği ile tanınmış garibler babası bir adamdı . Kahvehânede beş uşak çalışırdı ; kahvehânenin alan gibi şirvanında da her gece diyar garibi halk şâirlerinden bir kaç misâfir bulunur yatardı.Aşağıdaki manzûme Erzurumlu Âşık İbrahimindir: Nam verdi İstanbulda Kürd Şerifin Kahvesi, Yangıncı semenderler tâze uşak kafesi . Ayakları koşarlı tulumbacı şahların , Bıçkınlık alâmeti igri konmuş dur durum dal fesi . Ruhlerinde mün'akis yanık gönül ateşi , Reşk ider yüzlerine kırmızı Hind camfesi. Sohbetleri dâimâ âvâzı bülend ile , Nümâyişleri güm güm vurulan topuk sesi . Cümlesi Tersâneli ,Kaptanpaşa kulları , Bulamazsın bin fetâ içinde bir nâkesi . Kürd Şerif deyüb geçme,kalıbının adamı , Ustura kayışından parıl parıl ensesi. Kapıdı mı paçasından atar kapu dışarı , Göz zinâsı üstünde gördü mü bir teresi. Semâi, mâni, koşma, kalenderi , destanlar, Okunmak bu kahvede tulumbacı töresi . Yalun ayakları ile levendâne çalımlar , Kâfidir olmasa da cebde kahve pâresi . Elimizde sazımız, dalımızda heybemiz , Agzımızda misk gibi kokan âşık nefesi Hû deyüb daldık işte , postu serdik şirvana, Kaldı şu kışı burda kışlamanın çâresi. Merhemi kâfur olur cemal âşıklarına , Merdi meydan eşbehi,bir hoş ciğerpâresi. Tâze kahveyi içdim bir tâzenin elinden , Her sabah cama değer keyif tâzelemesi . Çifte Vav ile yazdım şöhretine târihi “ Mandacı Kürd Şerifin Tulumbacı Kahvesi ” 1244 + 66 = 1310 (M.1892-1893) Vâsıf HİÇ