EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
2. Cilt: Al-Aş
APRAHAM (Hacı)
Geçen asır ortalarında Kumkapılı bir ermeni genci olub bir gece içkili halde uyur iken Makruhi adındaki geçimsiz, şerîre takımından karısı eliyle tutuşturulub yakılmak suretiyle öldürülmüştür. Hicrî 1280 ve miladî 1864 yılında olan bu vak’a İstanbulda fevkalâde bir heyecan uyandırmış, adı meçhul bir halk şairi de o devrin âdetince hâdiseyi maktulün ağzından yirmi bir kıt’alık bir destanda nakil ve tesbit etmiştir ki ve bu manzumesine “Destânı karıların şerri belâsı” adını vermiştir. Bu destandan Hacı Aprahamın evlâdı henüz beşikte en çok bir yıllık evli, Kumkapıdakıyıkçı - balıkçı takımından ve muhakkak ki semtinin de tulumbacılarından ve geceleri evine sarhoş dönen akşamcılardan olduğu anlaşılıyor. Destan Tâhir Alangu tarafından “Çalgılı kahvelerdeki külhanbey edebiyatı” adındaki eserinde neşredilmiştir, oradan alıyoruz: Kazâi belâdan hergün her saat Cümlesin hıfzetsin cenâbı Bâri Seksen senesinde olan vukuat Biliniz Kumkapusu semtü civârı Sizlere haberleri vasfeyleyeyim Gençliğime doyamadım ben neyleyim Mukadder tâliimi söyleyim Dinler beyler bana olan zararı Bir pazar günü kalkdım gittim işime Zâlim ecel düştü benim peşime Bu iş girmiş idi benim düşüme O gün sağa sola kıldım nazarı Akşam oldu ben kıyıya indim Kayığın içini süpürdüm sildim Şuhuruma (şuuruma?) düşmüştü, bi...
⇓ Devamını okuyunuz...
Geçen asır ortalarında Kumkapılı bir ermeni genci olub bir gece içkili halde uyur iken Makruhi adındaki geçimsiz, şerîre takımından karısı eliyle tutuşturulub yakılmak suretiyle öldürülmüştür. Hicrî 1280 ve miladî 1864 yılında olan bu vak’a İstanbulda fevkalâde bir heyecan uyandırmış, adı meçhul bir halk şairi de o devrin âdetince hâdiseyi maktulün ağzından yirmi bir kıt’alık bir destanda nakil ve tesbit etmiştir ki ve bu manzumesine “Destânı karıların şerri belâsı” adını vermiştir. Bu destandan Hacı Aprahamın evlâdı henüz beşikte en çok bir yıllık evli, Kumkapıdakıyıkçı - balıkçı takımından ve muhakkak ki semtinin de tulumbacılarından ve geceleri evine sarhoş dönen akşamcılardan olduğu anlaşılıyor. Destan Tâhir Alangu tarafından “Çalgılı kahvelerdeki külhanbey edebiyatı” adındaki eserinde neşredilmiştir, oradan alıyoruz: Kazâi belâdan hergün her saat Cümlesin hıfzetsin cenâbı Bâri Seksen senesinde olan vukuat Biliniz Kumkapusu semtü civârı Sizlere haberleri vasfeyleyeyim Gençliğime doyamadım ben neyleyim Mukadder tâliimi söyleyim Dinler beyler bana olan zararı Bir pazar günü kalkdım gittim işime Zâlim ecel düştü benim peşime Bu iş girmiş idi benim düşüme O gün sağa sola kıldım nazarı Akşam oldu ben kıyıya indim Kayığın içini süpürdüm sildim Şuhuruma (şuuruma?) düşmüştü, bir olacak bildim Aklıma getirdim ganî Settârı İş başında cabalayıp yoruldum Gelib evin avlusunda oturdum Kaşık düşmanına yiyinti sordum Dedi: “Bir şey yoktur, bir baş al bari” Evden çıktım çarşı boyunu buldum Üzüm, ekmek, bir de pişmiş baş aldım Üç beş refik ile çakır keyf oldum Geldim, girdim eve, çıkdım yukarı Dedim: “Daha var mı bir eksik, gedik?” Dedi: “Yoktur”; “Kurun sofrayı...” dedik Allah ne verdi ise oturub yedik Çıkdım sedir üstüne, kıldım kararı O hâli meraka olmağa kaadir Bir yandan söylenir sofra kaldırır Homur homur söylenir o yezid hınzır Anladım ki tutmuş o çıfıt damarı “Merâmın söyle” derim, söylemez Çocuk ağlar, süt verib de dindirmez Söz söylerim, kulak verib dinlemez Ben de hırsa geldim, kalkdım vurdum şamarı Dedi: “Tokat vurdun, sen belle bunu Gör ki sonra çıkacaktır oyunu...” Anladım ki fenaya varacak bu işin sonu Susub baş yasdığa koydum nâçârî Saat dörtdü ben uykudan uyandım Su var diye maşrabaya uzandım Meğer su yok imiş, evi arandım Âh etdim yürekten ben zârî zârî Anamın evi yakın, koştum yetişdim Açtılar kapuyu, girdim su içtim Durub naklettim, biraz iliştim Doldurub bardağı çıkdım dışarı Geldim eve girdim, bardağı koydum Sedirin üstünde tekrar uyudum Bir mahvelden sonra yanar duydum Tutuşturmuş kaçmış ol yezid karı Yanar canım ama çıkmaz feryâdım Aklıma getirdim yavrum evlâdım Beşiğe seğirttim ol dem anladım Atamadım ayağımdan şalvarı Makruhi etti mi bu işi bana Seğirdim aşağı ben yana yana Taşrada kimse yok ki su döksün bana İlişdi gözüme deryâ kenarı Gidemedim, döndüm yazık dostlarım Yandığımı duymuş sâdık dostlarım Suya seğirtmişler çabuk dostlarım Kuyunun başında kıldım kararı Duyub yetişmişler, iş işden geçmiş Anam der: “Vah oğlum, evlâdım pişmiş” Kimisi dedi: “Onun işi bitmiş” Her biri bir gûnâ kıldı nazarı Karındaşlarım karalar bağlasın Refiklerim ismim ansın ağlasın Göz yaşları ırmak gibi çağlasın Döksünler dâimâ âbı dîdârı Karı şerri böyle, yâranı safâ Helâlimden diye inanmayın hâ Bunların şerrinden saklasın Mevlâ Olmazmış hınzırların pîrî, pazarı Büyük karındaşım Somunuc Hampar Hayatımda benden bir matlûbu var Gitti bir de senden bana yâdigâr Bir taş diksin, gören desin budur mezarı Sene bin iki yüz seksende tamam Kerem gibi yandı bu Hacı Apraham Bu hâlimi görüb matlûbu itmam Ağlayıp söyledi hem bu hengâmı Destanın ifâdesinden söyleyenin de Ermeni asıllı olduğu anlaşılıyor. Bu destan, Kumkapulu fakir bir kayıkçının günlük ev hayatını da kısmen aydınlatmak bakımından kıymetli bir vesikadır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM020605
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 2, sayfalar 889-890
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK